Mücadele dolu bir yaşam:  İbrahim Ayhan

ERDOĞAN ALAYUMAT / MA / HABER MERKEZİ

Lise yıllarında tanıştığı Kürt özgürlük hareketi ile devrimci mücadeleye atılan İbrahim Ayhan, hayatının sonuna kadar bu alanda mücadele etmiş Kürt siyasetçi olarak akıllara kazındı. Yaşamı boyunca ilkelerinden ve inandığı mücadeleden tek bir adım bile geri atmayan Ayhan, sürekli devletin hedefi oldu. Yaşamı baskı, işkence, cezaevi ve sürgünlerde geçen Ayhan’ı ailesi anlattı.

Geçtiğimiz günlerde Başûrê Kurdistan’ın Hewlêr kentinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Riha (Urfa) eski milletvekili İbrahim Ayhan, sürgünde yaşamını yitiren ne ilk Kürt siyasetçisi ne de son. Lise yıllarında tanıştığı Kürt özgürlük hareketi ile politik mücadele içinde yer alan Ayhan, üniversite yıllarına geldiğinde ise Kürt siyasi hareketi içinde öne çıkar. Ayhan, devletin dikkatini çeker ve hayatı boyunca bitmeyecek baskı furyası da böylece başlamış olur. Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biri olan 90’lı yılların zorluklarında siyaset yapmaya başlayan Ayhan, Kürt siyasi hareketi içinde kurulan bütün siyasi partilerde aktif görev alır.

 

‘En önemli özelliği mücadeleci ruhu’

İbrahim Ayhan dik duruşu, tavizsiz kişiliği, halka ve mücadeleye olan bağlılığı, alçak gönüllülüğüyle kısa sürede toplumun saygınlığını kazanır. Dostları, mücadele arkadaşları ve ailesi İbrahim Ayhan’ı anlatırken onun en önemli özelliklerinden birini mücadeleci ruha sahip olması olarak tanımlıyor.

 

 

Yeğeni Fatoş Nujen Ayhan, lise yıllarından bu yana Ayhan’ın yaşamını şöyle anlatıyor: “İbrahim bu mücadeleye yaşamının ilk yıllarında bir emekçi olarak başladı. Daha ilkokul yıllarında aileye ekonomik olarak katkı sunmak için çalıştı. Sonraki yıllarda kişiliği, duruşu ile yaşama yön veren tavrı ile bizim en değerlimizdi. Bu kimliğiyle ileriki yıllarda tüm toplum için bir değer haline geldi. İnsanlar için iyi bir rehber, yol gösterici-toparlayıcı oldu.”

 

Baskılara karşı sürekli mücadele

İlkokullar yıllarından sonra sınavlara girip Adana Erkek Lisesini kazanan Ayhan, liseyi kazandıktan sonra ailesinden ayırılır. Liseye gitmeye başladıktan kısa bir süre sonra Kürt özgürlük hareketiyle tanışır. Liseyi kazandıktan sonraki yıllarda sancılı bir hayat yaşayan Ayhan, Adana’da Kürt gençlerine dönük baskılara karşı mücadele etmesinden kaynaklı sürekli saldırı ve baskı ile karşılaşır. Küçük yaşta farklı toplulukların içinde yer alması ve bu toplulukların içinde yaşadığı yabancılaşma ve ötekileşme onda mücadele ruhunu tetikler.

 

Yolundan dönmedi 

Adana Erkek Lisesini bitirdikten sonra üniversite sınavına giren Ayhan, Maraş Sütçü İmam Üniversitesi Elektrik bölümünü kazanır. Üniversiteye girdikten kısa süre içinde Kürt gençleri içinde örgütlenmeye başlayan Ayhan, kısa sürede hem üniversite gençliğinin hem de üniversite idaresinin dikkatini çeker. Okul içinde sevilen ve saygı duyulan bir genç haline gelen Ayhan, politik faaliyetler içinde olmasından kaynaklı ırkçı yapılar tarafından saldırıların hedefi haline gelir. Tüm bu saldırılar karşısında geri adım atmayan Ayhan, kısa süre sonra politik faaliyetlerinden kaynaklı üniversite birinci sınıftayken okuldan uzaklaştırılır. Bu tutum O’nu politik faaliyetlere daha aktif katılmaya iter.

Sürekli kendini geliştirdi

Üniversiteden uzaklaştırıldıktan sonra tekrar sınava giren Ayhan, politik duruşuna yön verecek olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Mühendisliği bölümünü kazanır. Wan’a gittikten sonra politik olarak kendini geliştiren Ayhan, burada kısa sürede öğrenci gençliği arasında sevilir-sayılır hale gelir.

Burada sözü tekrardan yeğeni Nujen Ayhan’a bırakıyoruz: “Okul tatillerinde bizi ziyarete geldiğinde benim kütüphaneme bakardı. Daha çok Türk klasik edebiyatını okuduğumu görünce ‘Bu kitapları okuma bu kitaplar ruhen ve psikolojik olarak seni çöküntüye sürükler’ derdi. Daha çok bana dünya klasiklerini ve Rus edebiyatını önerirdi. O, sürekli okuyan biriydi. Ve o derin bilgi kuyusuna milyonlarca bilgi sığdırdı. Okumaları ilerleyen yıllarda daha kararlı ve daha bilinçli mücadele yürütmesine neden oldu.”

Van’da okuduğu yıllarda yaptığı politik faaliyetlerinden kaynaklı bu kez Wan polisinin dikkatini çektiğini dile getiren Ayhan, “Tabi o yıllar zor yıllardı. 90’lı yıllar ateşli yıllardı Kürtler için. Öğrenci gurupları içinde bir takım çalışmalarda yer alıyordu. Kürt halkının özgürlüğü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele ediyordu.Bu mücadelesinden kaynaklı büyük baskılara maruz kaldı” diye konuştu.

 

İlk sürgün yılları

Wan’da yaptığı politik faaliyetlerden kaynaklı tekrar okuldan uzaklaştırılan Ayhan hakkında davalar açılır ve yakalama kararı çıkarılır. Yaşamının ilk sürgünlüğünü 1991 yılında yaşayan Ayhan, bu yıllarda aranır vaziyete düşer ve kendi yaşadığı ülkede sürgün hayatı yaşamaya başlar. Yaklaşık 3 yıl boyunca aranan Ayhan, yakalanmamak için Adana, İstanbul ve Ankara gibi birçok farklı şehirde yaşamak zorunda kalır. O dönem Ayhan ailesi de yaşanan baskılardan nasibini alır. Ayhan ailesi sürekli polis baskınları ile karşılaşır ve bu durum 3 yıl boyunca devam eder. 1993 yılında dönemin iktidarı ile PKK arasında yaşanan görüşmelerden kaynaklı baskılar gevşer, Ayhan hakkında arama kararı kaldırılır ve Riha’ya ailesinin yanına yerleşir.

 

Üniversite gençliğinden mahalle gençliğine…

Siwereg’de yaşayan ailesinin yanın politik faaliyetlerine devam eden Ayhan, ekonomik olarak da katkıda bulunmak için çalışmaya başlalar. İşten arta kalan zamanlarda ise kurdukları gençlik derneği ile ilgilenir. Dernekte kültürel faaliyetler yapılırken, bir yandan da ülkenin içinde bulunduğu politik ve siyasal durum değerlendirilir. Dernek üzerinden yüzlerce genci bir araya getiren Ayhan, kısa sürede ilçe genelinde sevilen bir kişi haline gelir.

 

Emekçilerin de sevileni

1995 yılında üniversiteler için af yasası çıkarıldıktan sonra eğitim hayatını tamamlayan Ayhan, 1998 yılında öğretmenlik hayatına başlar. Öğretmenlik yıllarında emek hareketi içinde mücadele etmeye devam eden Ayhan, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim Sen’de çeşitli görevler alır. Burada da çevresini tarafından kısa sürede sevilen biri haline gelir. Ayhan sendikal çalışmada sırasıyla şube yöneticiliği, örgütlenme sekreterliği ve şube başkanlığı yaptı.

 

Sendikal mücadeleden, siyasal mücadeleye 

İbrahim Ayhan, daha sonra Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) içinde siyasi faaliyetler yürütmeye başladı. 2007 yılında yapılan genel seçimlerde Riha’dan bağımsız milletvekilliği adaylığına gösterilen Ayhan, partisinin barajı aşamaması nedeniyle BDP Riha İl Başkanlığı görevini yürütür. Bu dönemde başlayan KCK operasyonlarında gözaltına alınıp daha sonra tutuklanan Ayhan, birkaç yıl cezaevinde kalır. 2011 yılında yapılan genel seçimlerde tekrar BDP’nin gösterdiği bağımsız milletvekili adayları arasında yer alan Ayhan bu kez 80 binin üzerinde oy alarak cezaevindeyken milletvekili seçilir. Ancak iktidarın yürüttüğü baskı politikalarından kaynaklı hemen tahliye edilmez. 3 Ocak 2014’te Anayasa Mahkemesi’nin tutukluluklarının makul süreyi aştığı ve seçilme haklarının ihlali iddiasıyla yaptıkları başvuruyu haklı bulması sonucu tahliye edilir. Böylece Ayhan, yasama faaliyetlerine katılmaya başlar.

 

Halkla bütünleşen vekil

Vekil seçildikten sonra halkın içinden çıkmayan Ayhan, daha çok halkın sorun ve sıkıntılarını gündeme getirmesi ile öne çıkar. Yaşamı boyunca inandığı ideallerinden geri atmayan Ayhan, mecliste gösterdiği duruşu ile tüm Türkiye halkları tarafından kısa süre içinde tanındı sevildi. O artık tek bir bölgenin değil tüm Türkiye halklarının temsilcisidir ve ve buna uygun yaşamaya devam eder.

Halkı için çabalayan vekillerden biri olduğunu söyleyen Nujen Ayhan, zamanının büyük kısmını kırsal ve dağ köylerinde geçirdiğini ve kendisini çok az gördüklerini ifade etti.

Zor zamanların insanı

2015 yılında seçim öncesi Riha genelinde yapılan teamül yoklamalarında halk Ayhan’ın yeniden aday olmasını ister ve bunun üzerine Ayhan yeniden ve bu kez Halkların Demokratik Partisi (HDP) sıralarında milletvekili adayı gösterilir ve o yıl tüm Türkiye’de tarihi bir çıkış yakalayan HDP Riha’da da tarihi bir oy alarak İbrahim Ayhan ile birlikte 4 milletvekilini Meclis’e gönderir. Seçimlerde istediği sonucu alamayan iktidar, seçim tekrarına giderek 1 Kasım 2015 yılında yeni bir seçim kararı alır. Ayhan bir kez daha HDP sıralarında milletvekili adayı gösterilir ve yeniden seçilerek Meclise girer.

Sonrasında çalkantılı bir sürecin içine giren Türkiye’de çözüm süreci bozulur, Kürt kentlerinde sokağa çıkma yasakları ilan edilir ve kanlı bir süreç başlar. Ayhan bu süreçte katliam ile yüz yüze kalan halkın yanında yer alırken özellikle Merdin’in Nîsebîn ilçesinde sokağa çıkma yasağının başladığı dönemde günlerce kentte kalarak katliamın önüne geçmeye çalışır.

Kürt siyasi hareketi üzerinde baskılar ciddi şekilde artarken, Ayhan da bu baskılardan nasibini alır. Önce milletvekilliği dokunulmazlığı kalkar ardından hakkında hazırlanan fezlekeler bir bir davalara dönüşür ve en son hakkında verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası onandıktan sonra vekilliği düşürülür.

 

‘Yorgun zamanlardan geçiyoruz’

İbrahim Ayhan’ın kısa yaşamına çok şey sığdıran ender kişiliklerden biri olduğunu söyleyen yeğen Fatoş Nujen Ayhan, son olarak şunları söyledi: “Son zamanları hep sıkıntılar içinde geçti. Aslında yaşamının her anı sıkıntıyla geçti. Nerede bir haksızlık varsa hep oradaydı. Ama gitmeden önce çok fazla sıkıntı çekiyordu. Son zamanlarda yaşadığı en büyük stres hiç bir şey yapamamanın verdiği stresti. Yerinde durmak ona göre değildi o yüzden bir şey yapamamak onu çok yoruyordu son sözü de ‘yorgun zamanlardan geçiyoruz ve yorulmaktan başka bir şey yapamıyoruz’ oldu. Bu onu gerçekten büyük bir stres altına sokmuştu. Hiçbir zaman bulunduğu ülkeyi bırakmak isteyen biri değildi. Son süreçte hiçbir şey yapamamanın verdiği çaresizlikten yönünü başka tarafa verdi. Avrupa fikrine hiçbir zaman sıcak bakmadı. Keşke yarıda kalmasaydı, keşke kalbi bu kadar yorgun düşmeseydi ve ilerlediği yolda istediği hedefe ulaşabilmek için daha uzun yıllar çaba gösterebilseydi.”


Created: 27/09/2018 18:34:00
Page views: 579
CREATE NEW PAGE